M. Kemal Paşa 28 Ekim akşamı bazı arkadaşlarını yemeğe davet etti. Bu toplantıda Ali Fuat Paşa bulunamadı. İstanbul'a hareket etmişti. Bu tarihi yemekte şu milletvekilleri bulundu: Fethi Bey, İsmet Paşa, Kâzım Özalp Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Paşa, Fuat Bulca, Ruşen Eşref Ünaydın.
Bir süre genel konular konuşuldu. M. Kemal Paşa büyük kararlardan önce yaptığı gibi yine içine çekilmiş, susuyor, düşünüyor ve dinliyordu. Yemek biterken hükümet sorunu açıldı. Bazı görüşler ileri sürüldü. Sorunu kökünden çözecek çarenin adını M. Kemal Paşa açıkladı:
"Yarın cumhuriyet ilan edeceğiz!"
Hepsi bu açıklamayı büyük bir sevinçle karşıladı. Ertesi gün için iş bölümü yapıldı. Hepsinin görevi saptandı.
Misafirler erken kalktılar. Derin bir saygı içinde ayrıldılar. Yarın başka bir gün olacak, Anadolu ihtilali hedefine varacaktı.
(…)
Tarihi oturum başlamıştı.
Koridordaki milletvekilleri salona girdiler. Meclis memurları balkonların altına koşuştular. İki balkon da cumhuriyetin ilan edileceğini bilen basın mensupları, Ankara ileri gelenleri ile doluydu. Balkona sığmayan dinleyiciler salonun kenarlarına toplandılar. Herkes kucak kucağa gibiydi.
Heyecan dolu bir hava vardı.
M. Kemal Paşa en öndeki sıranın sağ köşesinde oturuyordu. Yanında İsmet Paşa, Fethi Bey, Fevzi Paşa ve son Bakanlar vardı.
İlk sözü Anayasa Komisyonu Başkanı Yunus Nadi Bey aldı. Kanun tasarısı hakkında bilgi verdi. Yunus Nadi Bey'i görkemli konuşmasıyla Vasıf Çınar Bey izledi. Sonra Eyüp Sabri Efendi, Rasih Efendi, Şeyh Saffet Efendi, Mehmet Emin Yurdakul, Emin Sazak ve Süleyman Sırrı Beyler konuştular.
Şair Mehmet Emin Yurdakul süt beyaz sakalıyla çağdaş bir Dede Korkut gibiydi. Bütün milletvekillerini ayağa kalkarak üç kez yaşasın cumhuriyet diye bağırmaya davet etti.
Bütün milletvekilleri coşku içinde ayağa fırlayarak "Yaşasın cumhuriyet!" diye bağırdılar.
Cumhuriyetle ilgili birinci madde saat 19.37'de sürekli alkışlar, sevinç çığlıkları arasında kabul edildi. Öbür maddeler de oylandı. Kanunun tümünün oya sunulması aşamasına gelinmişti.
Başkan da heyecanlıydı. Titreyen bir sesle dedi ki:
"Kanunun tümünü kabul edenler lütfen el kaldırsın."
Başkan cumhuriyet rejimini oya sunuyordu.
Bütün eller havaya kalktı.
"Oybirliği ile kabul edilmiştir."
Saat 20.30'du.
Öyle bir alkış patladı ki şiddetinden pencere camları zangırdadı. Yalnız milletvekilleri değil dinleyiciler, gazeteciler, Meclis memurları da alkışlıyor, onlar da milletvekilleri gibi kucaklaşıyorlardı. Ağlayanlar vardı. Haber dışarda bekleyen kalabalığa ulaşmıştı. Onlar da alkışlamaya ve bağırmaya başladılar.
“Yaşasın cumhuriyet!!!”
İsmail Hakkı Tekçe dışarı koştu. Namluları istasyon yönüne dönük duran toplara sırayla “Ateş!” emrini verdi. Toplar yeri göğü inleterek Türkiye Cumhuriyeti'nin doğumunu duyurdular.
İçerde Cumhurbaşkanı seçimine geçilmişti.
Seçime 158 üye katılmış, M. Kemal Paşa, oybirliği ile Cumhurbaşkanı seçilmişti. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Gazi M. Kemal Paşa yoğun alkışlar, başarı dilekleri ve dualar arasında kürsüye geldi.
Saat 20.45'ti.
(…)
"...Yüzyıllardır haksızlığa ve zulme uğrayan milletimizin son yıllarda gösterdiği kabiliyet, istidat ve kavrayış, milletimiz hakkında olumsuz görüşler ileri sürenlerin ne kadar gafil ve görünüşe aldanan insanlar olduklarını pek güzel ispat etti. Milletimiz liyakatini, yeni rejim sayesinde, uygarlık âlemine daha kolaylıkla gösterecektir. Hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır."
Meclis yeni devletin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Gazi M. Kemal Paşa'yı ayağa kalkarak yoğun alkışlarla selamladı.
Ankaralılar Cumhuriyet bayramını kutlamaya başlamışlardı. Meclis'in önüne akan seğmenlerin naraları top sesleriyle yanşıyordu.
Çökmüş, çağdışı bir devletten yepyeni, tam bağımsız, dünya devletleri ile eşit haklara sahip, saygın bir halk devleti, Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştu.
(Turgut Özakman’ın Cumhuriyet Türk Mucizesi adlı kitabından alınmıştır. Cumhuriyetin 100. yılında cumhuriyete giden yolda canını veren on binlerce isimsiz kahramanın ve yazar Turgut Özakman’ın anısına saygıyla…)
Turgut Özakman
Turgut Özakman
1930 yılında Ankara’da doğdu. Atatürk Lisesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Bir süre avukatlık yaptı. Almanya’da Tiyatro dalında eğitim gördü. Köln Üniversitesi Tiyatro Bilimi Enstitüsü'ne devam ettikten sonra Devlet Tiyatrosu'na dramaturg olarak girdi. TRT'de Merkez Program Daire Başkanlığı, Genel Müdür Yardımcılığı, Devlet Tiyatrolarında Genel Müdür Başyardımcılığı ve Genel Müdürlük yaptı. Uzun yıllar Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü'nde kadrolu öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2002'de Eskişehir Belediye Başkanlığı, açtığı ikinci tiyatroya 'Turgut Özakman Sahnesi' adını verdi. 2006 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi tarafından Üstün Hizmet Ödülüne layık görüldü. 2005 yılında piyasaya sürülen Kurtuluş Savaşı'nı anlatan Şu Çılgın Türkler adlı belgesel-romanı çok ilgi çekti ve en çok satanlar listesinde yerini aldı. 28 Eylül 2013 tarihinde aramızdan ayrıldı. Yapıtları, Bilgi Yayınevi tarafından okurla buluşturulmaktadır.
Kaynak: HABER MERKEZİ
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.