İzmir Körfezi’nin Yaşayan Yüzü
“Doğup büyüdüğüm güzel şehrimin tarihi ve kültürel zenginliği tüm dünyaca bilinmekte ancak İzmir Körfezi’nin zengin biyolojik çeşitliliği, yeterli kaynak ve zengin bir fotoğraf arşivi olmadığı için bilinmemekteydi.”
İşte, sualtı fotoğraf sanatçısı Murat Kaptan, bu düşünceyle çıkmış ya da düşmüş yola. DEÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’yle 2017 yılında sualtı görüntüleme direktörü olarak başladığı bu projeyi daha sonra TÜBİTAK’la sürdürmüş.
İZSU Genel Müdürlüğüne ait arıtma tesislerinin verimliliğinin de gözlemlendiği bu projedeki fotoğraflar; Körfez içi olan Narlıdere, Bostanlı, Konak, İnciraltı, Sahilevleri; Körfez girişi olarak tanımlanan Urla, Güzelbahçe, Foça; arıtma tesislerinin bulunduğu Seferihisar ve Mordoğan dalış noktalarında çekilmiş. Hangi fotoğrafın hangi enlem ve boylamda çekildiğinin notlarının da titizlikle tutmuş sanatçı. Üstelik o büyük zenginlikten özenle seçtiği karelerde yer alan canlılara ilişkin ince ayrıntıların yer aldığı notlar da iliştirmiş karelerin altına.
Murat Kaptan; altı yılda dört mevsime yayılan yaklaşık üç yüz dalış ürünü bu çalışmasını, “İzmir Körfezi’nin Yaşayan Yüzü” adıyla Cumhuriyetin 100. Yılı’na armağan olarak sunuyor.
Belki bir bölümünün adını biliyoruz Körfez’imizi renkleriyle bezeyen bu sualtı dünyasının değerlerinin belki de çok azının. Ne ki onların ilginç ışıltıları, hayranlık uyandıran duruşları, renkleriyle bezedikleri sualtında şaşkınlıkla dolaşmak için olağanüstü bir fırsat sunuyor Murat Kaptan.
İzmir Körfezi’nin Yaşayan Yüzü, Murat Kaptan, İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları, Ekim 2023, İzmir
Taş
“Kitaplar benim sevgili dostlarım, gerçek yol gösterenlerimdir çünkü ikiyüzlülük etmeden bana görevlerimi hatırlatırlar.” Alphonse Daudet
Sözeceler/ Selçuk Oğuz
“Düştüğün çukurdan çıkmadan yeryüzünün ne kadar büyük, gökyüzünün ne kadar geniş ve evrenin sonsuz olduğunu bilemezsin!”
Unutulmayan Anlar!
Dört Sağlam Göz Gerek!
Geleni gideni, kimin ne alıp verdiğini bilirdi Veysel. Dalına koluna basmadan salatalık, fidesini kırmadan domates toplardı bostandan.
Gören gözün bile göremediği/ seçemediği hatta terzinin de çok zor anlayabildiği dikiş hatalarını, kumaşa dokunarak şıp diye bulmuştu bir keresinde ki terzi de şaşkındı. Şöyle demekten alamadı kendini:
- Bu adama kör diyebilmek için en az dört sağlam gözünün olması gerekir!
Okuma Notları/ Mehmet Çoban
Nin’le Miller 1931’de, Nin’le kocası Hugh Parker’ın Paris’teki evinde, yemekte tanışıyorlar. Anais Nin; entelektüel ve fiziksel maceralara hazır, 28 yaşında bir genç kadın.
Henry Miller; arkadaşlarından biri tarafından şakayla karışık şekilde “gangster yazar” unvanına layık görülmüş, 40 yaşında.
Böyle başlar tanışmaları ve aşkları. Anais günlüğüne şunları yazar:
“Henry, aşkımızın nasıl sona ereceğine kafa yormakla meşgul olmama rağmen, sonsuza dek benliğimde kalacak. Arkadaşlığımızın kaybolmayacağını zannediyorum, neredeyse yaşam boyu kopmayacak bir bağ. Geleceğe baktığımda, Henry’nin yıllarca hayatımın parçası kalacağını düşünüyorum, sevgili olarak sadece birkaç ay geçirsek de…” (s.29)
Ve böyle çoğu zaman ayrı kalsalar da mektuplarla aşklarını diri tutmayı sürdürürler.
Edebi Bir Tutku-Anais Nin ve Henry Miller’ın Mektupları 1932-1953, Derleyen: Gunther Stuhlmann, anı-mektup, İthaki Yayınları, 2018, İstanbul
Tadımlık
İlk olarak “Kesekâğıdına Sarılı Şeyler” şiir kitabıyla tanıştık Türker Ayyıldız’la. Ardından 2011 Orhan Kemal Öykü Ödülünü aldığı “Vapurlara Küsmek” ve 2016’da yayımlanan “Şikeste” öykü kitaplarını severek okuduk. Bu kez hepimizi “kaybedişlerle örülmüş hayatların kesiştiği” Anadolu’nun bozkırına beklediği bir romanla çıkageldi. Severek okuyacağımız yapıttan tadımlık bir bölüm:
Doksan beş yılının bitmesine sayılı günler kala bozkırın orta yerinde pek çok şey kayboldu. Mazgala yuvarlanan bozuk paralar misali yok olup gittiler. Geride kalanlar için karlı puslu bir Perşembe günüydü. O gün yoldaki teker izleri donmuş, çatı saçaklarında iri sarkıtlar oluşmuştu. İçlerinden biri ansızın yere çakılıyor, gece yarısı gelen kara haberler misali öd koparak sesler çıkarıyordu.
Kerpiç evin kararmış bacasına iri bir baykuş kondu. Gözleri yeşil, gövdesi boz renkliydi. Sıkça kanat çırpıyor,
Aralarında bir şey ararmışçasına tüylerini didikliyordu. Dört yanı kolaçan edip karşıki eve dikti gözlerini. Soğuk soğuk öttü bir süre. Hava kararmaya yüz tutmuş, ortalık ıssızlaşmıştı. Sığırcık sürüsü kavak ağacının çıplak dallarından havalandıktan sonra köyün üzerinde gelişigüzel bir iki tur atıp alacakaranlıkta gözden kayboldu.
Baykuş gözünü yolun karşısındaki eve dikip yine öttü.
Sıvası boyası dökük, subasmanı yosun tutmuş, büyük tahta kapısı orta yerinden bel vermiş bir evdi. Evin penceresinde bir kadın belirdi. Canlı cenaze diyorlardı ne zamandır, hareketleri öylesine ağırlaşmıştı.
Sin, Türker Ayyıldız, roman, Sel Yayıncılık, Nisan 2023, İstanbul, s.7
Raftaki Kitap
Kuvayı Milliye Defteri, Ceyhun Atuf Kansu-Güro Sözen
(şiir, Bilgi Yayınevi, Ekim 2023, Ankara)
Ceyhun Atuf Kansu’nun bu yapıtıyla Cumhuriyetin 100. yılı dolayısıyla hepimizi Anadolu’nun bağrına, o büyük mücadele yıllarına ve sonrasına götüreceği şiirleri ilk kez Cumhuriyetin 50. yılında Gürol Sözen’in özgün desenleriyle “Halkçı” gazetesinde dizi olarak yayımlanmıştı. Yapıtı yayıma hazırlayan Işık Kansu, şairin daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış şiirlerinin yanı sıra el yazılı şiirlerini de ekleyerek bu yapıtı hazırlamış. Gürol Sözen de o ışıl ışıl desenlerini bu yapıt için gözden geçirerek hazırlamış.
Hem işgale hem de işgalcilerin işbirlikçilerine büyük başkaldırının destanı olarak okunmalı Kansu’nun şiirleri.
İzmir Kadınlar Kongresi, Serdar Şahinkaya-C. Coşkun Küçüközmen
(derleme, İzmir BB-BASİFED Yayını, Ekim 2023, İzmir)
İzmir Büyükşehir Belediyesinin şubat ayında düzenlediği “İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi”nin ilk forumu olarak ve İzmir’de 100 yıl sonra yeniden toplanan “Kadın ve İktisat Kongresi” bildirileri “100. Yaşında İzmir Kadınlar Kongresi” adıyla ve Serdar Şahinkaya ve C. Coşkun Küçüközmen’in ortak emeğiyle kitaplaştı.
İki bölümde gerçekleştirilen kongredeki konuşmalar ve bildirilerin tarihi bir belge olarak topluca kitaplaşması Cumhuriyetin ikinci yüzyılına adım attığımız şu günlerde kadınlarımızın günümüzün yakıcı sorunlarına nasıl baktığı ve geleceğe yönelik tasarı ve beklentilerini de yansıtan bir yapıt olarak da dikkate değer.
Çizgilik/ Murteza Albayrak
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.