Eskiden (hala var mı bilmiyorum) sevdiğimiz birisi varsa, onun da bizi sevdiğini anlamak istiyorsak çiçek yapraklarını tek tek koparıp seviyor mu? Sevmiyor mu? der. En sonda hangisi gelirse ya sevinir (seviyor gelmiş) ya da üzülürdük (sevmiyor gelmiş) Buradan hareketle, çiçek yapraklarını tek tek kopartıp, enflasyon mu? Kur mu? Dediğimizde sonuç diğerinde olduğu gibi alternatifli olmayacak. Çünkü ikisi de bizi sevmiyor.
Aslında bu soruyu daha da derinleştirebiliriz. Yüksek kur (kime göre yüksek tartışılır) diğer bir ifadeyle rekabetçi kur ve ihracat önceliği mi? diye de sorulabilir.
ÖZE GELİRSEK
Gelmesi çok kolay olmasa da faiz indirim kararının büyük oranda (kademeli değil) indirilmesi yine kuru yükseltti. Sonraki aşamalarda ise faiz indiriminin kademeli olacağı mesajı verilmekte. Dolayısı ile özellikle kur politikasında, yüksek kur olması arzulanmakta ve politikalar bu doğrultuda oluşturulmakta. Eğer ki ülke ekonomisini idare edenler yüksek kuru hedeflemiyorlarsa o zaman durum daha feci bir durum olsa gerek. Çünkü yapılan her müdahale kuru indirmek yönünde değil, yükseltmesi doğrultusunda oluşmakta.
EĞER Kİ
Rekabetçi kur deyip, (değerli döviz, değeri düşen TL ve sonucunda kazancı artan ihracatçı ve ihracat) mantığından gidiliyorsa ülkemiz özelinde ve konjonktür bağlamında şu anki ülke koşulları ile değerlendirildiğinde bizde tutmaz. (Bazı koşullar değişirse belki) ama bu kısma girmeyeceğim.
NEDEN Mİ?
· Ülke ihracatının, yüzde 70’i ithalata dayalı ve net ihracat değerimizin yüzde 30 ile 25 arasında olduğu düşünüldüğünde, ham madde ve yarı mamulde maliyetlerin artması
· Hadi rekabetçi kur dediniz de süreç öyle eskisi gibi değil. İthalatçı senden benden ülke ekonomisini daha biliyor ve anında diyor ki; Bir saniye ülkende dövizin değeri arttı, gelirin artı indirim istiyorum deyip paşa paşa indirimini de alıyor. (Anlayacağınız eski mantık yok artık.)
· Enerji ithalatçısı bir ülke olduğumuzdan, tırnak içerisinde doğalgaz ve petrol fiyatlarının ülke içerisinde artmasıyla (fabrikada doğalgaz, ülke içi nakliye de benzin veya mazot) ülkede herkes limana yakın değil. Dolayısıyla artan üretim ve taşımacılık maliyeti varsa
· Ülkede yüzde 45 oranlarında ÜFE (üretimde enflasyon) varsa
· Tedarik zincirinin bozulması ile Konteyner ücretlerindeki artan maliyetlerle navlun fiyatları artıyorsa
· Belirsizlik varsa (dolar şimdi yüksek ileride ne olacak) bir öyle bir böyle durumu varsa
Rekabetçi kur politikası, ihracatta tutmaz ben şimdiden söyleyeyim. (Yukarıdaki koşullar değişmediği sürece tabi ki de)
İHRACATÇI NE İSTER?
Derseniz, yüksek kurun aksine, tüm üretim yapan firmalar gibi dalgalı ve belirsiz değil, öngörülebilir bir kur isterler.
BU ARADA
Bazı iktisatçılar, literatürde rekabetçi kurun tanımı yok derken hata yapıyorlar hem pratikte hem de literatürde rekabetçi kurun uygulaması ve tanımı yapıldığını bilmiyorlar. Eğer ki, rekabetçi kur hangi değerde rekabetçidir? ve hesaplama metodolojisi nedir? Deniyorsa burada haklılar. O zamanda sevgili iktisatçılarımız her zaman olduğu gibi ifade problemi yaşıyorlar (Bu arada ben ülkenin bu koşullarında rekabetçi kuru savunuyor değilim.)
ENFLASYONA GELEMEDİK AMA
Kısaca ifade edersem, ülkemizin şu an itibariyle en büyük problemi; yüksek enflasyon ve enflasyonun tetikleyen yüksek döviz kurudur.
ERKEN UYARI
İhracatta her ne kadar her ay rekor kırıyor gibi de gözüksek, hem Kovid 19’un dünyada tekrar yüksek oranlara çıkan vaka sayıları, Avrupa olası bir doğalgaz krizi, ABD ve AB’nin olduğu gibi ülkemiz üzerine yüklenerek zarar verme çabaları, ihracatı çok değil kısa ve orta vadede hızlı bir şekilde aşağıya çekebilir.
SONUÇ: Ülkemiz koşullarında hem üretici hem de tüketici açısından döviz kuru; riski fiyatlama biçimidir. Yani riskin fiyatı eşittir döviz kurudur. Bilmem anlatabildim mi?
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.