Ortaklıklarımız…

Duygularımız ortak…

Düşüncelerimiz de ortak…

Bütünsel bir perspektiften baktığınızda her şey ortak ancak o kadar zıt o kadar ayrı o kadar yalnız bir toplum var ki ortada bu nedenle ülkede olan biteni iyi değerlendirmek gerek.

***

Manevi yönümüz ne kadar güçlü olursa olsun toplumda ekonomik çatlaklar yüzünden düzen içinde düzensizlik var.

Bir kesim hiç sanki ekonomik şartlardan etkilenmemiş gibi davranıyor.

Bir kesim ise perişan.

***

Sistem içinde sistem var.

Söz içinde söz var.

Toplumu yönlendirme gücüne sahip olanların bir düzeni var.

Ama değerlendirme gücüde sizin elinizde.

İyi bir değerlendirme gücüne de siz sahipsiniz.

Yönlendirme gücüne siz sahipsiniz aslında.

***

İnşa etmek çok mu zor?

Değil ve bu sizin ellerinizde. Özgürleşmenin temel şartı bu.

Karşıt görüşlerin çekişmesi zıtlıktır…

Düşüncelerin çekişmesi zıtlıktır…

Seçimler, ilgileriniz hatta ihtiyaçlarınız bile çelişebilir zıtlık içinde ancak ortak noktalarımız bir hayli fazla.

Bu nedenle ortak noktaları keşfederseniz zıtlarınızla özgürleşebilirsiniz.

***

Bir nevi çeşitliliğinin bir tür yansıması diyebilirsiniz ülke içindeki durumlarımıza…

Yaratılışın bütününü oluşturan zıtlıklar bizimle. Ortaklıklarımız da bizimle.

Yaşamı yaşam yapan farklılıklardır.

Ve farklılıklarımız birbirinden bağımsız gelişirler.

Bir tür kombinasyon içindedirler.

***

Bağımsız değişkenler, karşıt değişkenler yaşamı şekillendirir.

Yaşam nerede saklıdır.

Gerçeklikte değil mi?

Gerçekliğin içinde ise gizli kalmışlıklar saklıdır.

Hayatı anlamamızı sağlayan gizli kalmış sırlardır.

Neyin ne olduğunun farkına varmanın en iyi yolu zıtlıklarımız ile ortaklıklarımız ile bir olabilmek.

Gece var gündüzü bilmemiz için.

Doğru var yanlışı da tanımamız için.

Tüm her bir noktaya ihtiyacımız var doğruyu bulabilmek için.

***

Unutmayın!

Siz çözümleyin...

Beklemeyin...

Tüm sorunlarınızı ortaklıklarınız ve zıtlıklarınız ile özgürleşerek siz çözümleyebilirsiniz.

Sadece siz…

Dip notlar;

Afrodit ve Ares…

“Yunan mitolojisinin en ünlü yasak aşkları Afrodit ve Ares aşkıdır.

Afrodit, Olimpos'un aşk ve güzellik tanrıçasıdır...

Peki, herkes Afrodit'e aşık iken o kime aşık?

Zeus ve Hera'nın oğlu savaş tanrısı Ares’e… Savaş ve güzellik... Tam zıt…

Afrodit ve Ares aşkı efsanedir.

Efsaneye göre Afrodit'in güzelliğinden dolayı tanrılar arasında savaş çıkabileceği endişesinden dolayı Afrodit, babası Zeus'un da isteğiyle demirciler tanrısı Hephoistas ile evlendirilmiş.

Hephaistos hem en çirkin tanrı olduğu hem de iki ayağı topal olduğu için Afrodit'in babası Zeus tarafından tehdit olarak görülmemiş.

Afrodit'in Ares'in aşkına karşılık vermesi ise uzun bir zaman almış. İki aşık Hephaistos'un her geceyi atölyesinde geçirmesini fırsat bilerek şafak vaktine kadar birlikte oluyorlarmış. Ares bu durumun ortaya çıkmasından çok korktuğu için Kapıya Alectryon adlı bir genci gözetmen olarak görevlendirmiş. Alectryon'un görevi Helios'un ufukta göründüğünü Ares'e bildirmekmiş. Çünkü korkusunun en büyük sebebi Helios'un her şeyi görmesi ve Hephaistos'a anlatmasıymış. Bir gün Ares'in korktuğu başına gelmiş ve Helios her şeyi görmüş.

Bir gün yine Ares ve Afrodit, Hephaistos'un atölyede olmasını fırsat bilerek Afrodit'in sarayında buluşmuşlar. Geceyi birlikte geçirmişler. Alectryon ise o gece beklemekten bitap düşüp uyuyakalmış. Helios her şeyi görmüş ve hiç vakit kaybetmeden Hephaistos'a anlatmış. Hephaistos ise aldatılmayı hazmedemeyip bir ihanet planı hazırlamış. Hephaistos demir ocağında çalıştığı sırada bir ağ yaparak bu ağı gizlice yatağın üzerine örterek saklamış.

Afrodit ve Ares o gece yatağa uzandıklarında ise neredeyse görünmeyecek kadar incelikte olan ağ büzüşerek Ares ve Afrodit'i yakalamış. Ares ve Afrodit neye uğradıklarını anlayana kadar Hephaistos sarayına Olimpos'taki bütün tanrı ve tanrıçaları onları rezil etmek için toplamış.

Saraya gelen bütün tanrı ve tanrıçalar hem Ares ve Afrodit’e hem de Hephaistos'a gülmeye başlamışlar. Ares ve Afrodit artık insanların yüzüne bakamayacak hale gelmişler ve Afrodit Kıbrıs Adası'na kaçmış. Ares ise gözetmen olarak görevlendirdiği Alectryon'u horoza dönüştürmüş ve Trakya'ya kaçmış…” (Horozun her sabah ötmesi bu efsaneye dayandırılır)

Zıtlıklar…

İsyanlar…

Ve aşklar…

Ancak zıtlıklarla beraber hep bir ortak noktalar çakışır hayatın içinde.

Ve bu yeryüzünde her şey zıddıyla yaratıldı değil mi?


Necip Fazıl Kısakürek’ten…

Aç kapıyı haber var,
Ötenin ötesinden.
Dudaklarda şarkılar,
Kurtuluş bestesinden.

Biz geldik, bilen bilsin.
Gönül gönül girilsin.
İnsanlar devşirilsin,
Sonsuzluk destesinden.


Mutlu kalın...


Fıkra;

Ramazan ayında Bektaşi'nin birini ağzında erikle görmüşler.

- Bu ne hal efendim! İftara daha çok var, demişler. Bektaşi de;

- Ben bunu ağzıma koydum ki iftara kadar yumuşasın sonra yiyeceğim, demiş.


Günün sözü;

Küçük olaylar karşısında sabırlı olmazsan, büyük planları gerçekleştiremezsin.

Çin Atasözü…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Nur Yılmaz - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.