Kötü bir zaman dilimi

İnsan denizdeyken yaptığı işe odaklanıp, karadaki yaşamdan kopup gidiyor. En azından ben öyleyim. Ama karada böyle değil. Balık avcılığı üzerine bir konuda yazarken, beynin farklı farklı bölümleri başka başka şeyleri değerlendiriyor. “Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı”, “Mehmetçik Gazze’ye”, “Hilafet, Hilafet, Hilafet”, “ İsrail’e 24 saat mühlet” vb. vb. Bunları düşünmeye başladığın zaman balık tavadaysa, kömür oldu gitti.

Arkadaşlarım “çipura geçişi başladı” diye haber verdiler. Çipura geçişi bu yıl geçmiş yıllara göre bir ay kadar geç başladı. Hava, soğur gibi yapıp, yeniden ısındı. Bu durum, bilim insanlarının “Küresel Isınma” diye anlatmaya çalıştığı, siyasilerin ise anlamamak için ayak sürüdüğü, sorundan kaynaklanıyor olmalı. Siyasiler ve küresel sermaye, bilim insanlarının söylediklerini ağırdan alıyor. Sermaye sahipleri dünya medyasının büyük bir bölümüne sahip oldukları için de bilim çevrelerinin sesi halklara ulaşamıyor.

'HİLAFET'

“Hilafet” naraları... 424 yıl padişaha (Halife) kulluk eden bir toplum, nasıl oluyor da yüz yıl özgür vatandaş olarak yaşadıktan sonra Halifeliğe özlem duyuyor? Yarım yamalak da olsa Demokratik ve laik Cumhuriyet’in sağladığı hakları görmezden geliyor? Aslında Hilafet isteyenler de, “Mehmetçik Gazze’ye” diyenler de çok iyi biliyor ki eğer bir Üçüncü Dünya Paylaşım Savaşı olmazsa (umarım olmaz) Orta Doğu’da ABD ve diğer emperyalistler ne isterse o olur. Akla en uygun gelen çözüm, bir an önce ateşkes sağlanıp konuşarak Filistin ve Yahudi halklarının barış içinde birlikte yaşayabilmesinin koşullarının sağlanmasıdır.

1948'den beri süregelen bu kirli savaşa "Müslümanlar" ve "Yahudiler" diye bakmak, çözümsüzlüğe neden oluyor. 7 Ekim'de sivil yerleşim yerlerinin bombalanması savunulamaz. HAMAS suçsuz insanları katletti. Bunu söyleyenler "İsrail yandaşı" diye suçlanamaz. HAMAS, Filistin halkının özgürlük mücadelesinin en etkili ve güçlü örgütü iken bu hareketi ile güvenilirliğini kaybedecektir. Öte yandan yıllardır Filistin halkının topraklarına çöken, eziyet edip öldüren Siyonistler, 7 Ekim'den beri Gazze'yi bombalıyor. ABD'den aldığı her türlü güçle Gazze halkını katlediyor. Yahudi ve Filistin halklarının kardeşliği savunulmalıdır. İnsani çözüm buradadır.

Filistin halkı kendi toprakları üzerinde özgürce yaşamak için mücadele ediyor. İnsanlık bu mücadeleyi desteklemelidir. İsrail (Siyonistler) ise (Yahudi halkı değil) “Vadedilmiş Topraklar” hayali ile saldırganlaşıyor. Hem kendi insanlarının hem de başka toplumların acı çekmesine neden oluyor. ABD ve diğer emperyalistlerin sonsuz destek vermesi, Siyonistlerin gemi azıya almasını sağlıyor.

CUMHURİYETİMİZ 100 YAŞINDA

Pazar günü Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100.Yılını kutlayacağız. Günümüzde devletin kimi kurumlarının tarikat ve cemaatlere teslim edildiği, laikliği ortadan kaldıracak adımların atıldığı, çağdaş eğitimden uzaklaşıldığı, din eğitiminin (Müslüman sünni hanefi mezhebinin) öne çıkarıldığı, bu konuda araştırma yapan gazeteci ve siyasetçiler tarafından tartışılıyor. Son tahlilde yapılmak istenen, çağdaş hukuk sistemini ortadan kaldırmak ve yerine İslam Hukukunu (Şeriat) getirmektir.

Türkiye Cumhuriyeti, farklı din-mezhep ve etnik kökenden yurttaşların oluşturduğu, Anayasasında belirtildiği gibi, yurttaşları arasında hiçbir ayrım yapmayan, demokratik, laik, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir devlettir. İnsanı (yurttaş) önceleyen bir anlayışla, Cumhuriyetimizin bu yapısını korumak, hepimizin görevidir. Bunun ön koşulu ise "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesinden ayrılmamaktır.