Her birey unutmalı...
Adın, tiltini unutsun...
Yakıştırılanı, böbürlenmeyi unutsun...
Parti adı altındaki mücadeleyi de, ‘hır- gürü’ de unutsun...
Unutmalı, çünkü artık kaos içinde yaşamak istemiyoruz.
Unutmalı, çünkü artık ‘vicdansızlıklar’ vicdanlara ağır gelmeye başladı.
*
Unutulsun!
Kaos içinde yaşamamızı hatırlatacak her şey unutulsun!
Kılpayı yaşamlar mı bizim hakkımıza düşen?
Değil...
Tesadüfen hayatlar mı?
Tabii ki de değil...
İçimizde yanan ateşin adı ‘tesadüfen’ olamaz.
*
Günlerdir sorunlarımızı dilimiz döndüğünce haykırdık.
Dua da ettik...
Yeri geldi isyanımızı da dillendirdik.
Kızdık...
Dualar, beddualar, küfürler derken çözüm ne oldu?
Çözüm nerede gizli?
*
İpin ucu kaçtı bir kere.
Yaklayamıyoruz.
Hoş yakaladık, her seferinde yine kaçırıyoruz.
Hep aynı hüsran, hep aynı acılarla yüzleşiyoruz.
O ipin ucunu artık acilen bulmak gerek.
Bu katliamları durdurmak gerek.
Bunların ‘son olmadığını’ bilmek bizi üzse de, yıksa da, ‘çözüm’ adına adımlar atılmasını istiyoruz artık.
*
Halkın diline kulak vermek gerek.
Ne diyorlar şu sıralar.
“Lânet olsun!
Sadece insanlık, sadece vicdan!” diyorlar...
Haydi.
Vicdan içinizde.
Vicdan kalbinizde.
Vicdan ellerinizde...
Alın ve yola çıkın!
*
Etkiyi de bırakın, tepkiyi de...
Sebebi de bırakın, sonucu da...
Hatalı kararları da, güçsüzlükleri de...
Biz sadece ‘vicdan’ derdindeyiz.
Sadece ‘vicdan’ istemindeyiz.
*
Biliriz ki, hatalı kararların sonucunu misliyle ödedi bu vatan evlatları.
Şimdi bunları minimize edebiliyor muyuz? İşte ona bakalım.
Bedelini misliyle ödediklerimizin telafisine bakalım.
Ülkemizin başına gelenler, oyunlar olmamalı.
İnşa edilenler nefret, ayırım, kavga, kaos olmamalı.
‘Tehditle yaşamak’ olmamalı.
Koku ile sinmek olmamalı.
Öfke taşımak olmamalı.
Kin ile içsel huzursuzluk olmamalı.
Kısaca kaderimiz bu olmamalı...
*
Unutulmaya yüz tutmuş eski hikayenin son paragrafları oynanıyor yıllardır.
Görelim.
Karanlık ile yüzleşirken, çıkmaz sokakta durduğumuzu görelim.
Acı içinde sızlanıyorken insanoğlu, her acıya başka bir hemcinsini mahkum ediyor işte bunu görelim.
Bu nedenle tesadüf değil bu hayatlar.
Tesadüfen yaşadığımızı basa basa göstermeyin bize.
*
Büyüklerim...
Hiçbir canlının acısı seninkinden az değildir.
‘Ağaç ne kadar yüksek olursa olsun, yaprakları yine de yere düşer’ diye bir söz vardır.
Tam da bunu yaşıyoruz hep beraber.
‘Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır’ diye bir söz de vardır.
Tam da onu yaşıyoruz yine acılarla beraber.
Ve hep de ağlıyoruz kayıplarımıza, kıl payı akıp giden yaşamlara.
Fırtınalar içinde elbette güneş yine de açacak.
Biliyorum, hep açar güneş sakınmaz kendisini.
Ancak lütfen ağlatmayın!
Gülümsemeyi lütfen bize unutturmayın!
Azıcık yürek sızısı yerleşsin içinize.
Azıcık vicdan girsin.
Azıcık merhamet gelsin o yüreğinize.
Biz o ‘azıcığa’ bile razıyız artık...
Dip notlar;
Sen aslında bensin...
Hey oradaki!
İnsanoğlu!
Aslında bilmiyorsun ama, sen bensin, ben sen.
Bana zarar verirsen kendine zarar verirsin.
Bir ‘arı’nın ölümü dahi bu dünyada kaosa sebepse, düşünün ki bir çok kişinin yüreği yanarsa ‘son’ ne olur.
Eğer sen bana zarar verirsen, hem kendine, hem de bana zarar verdiğin gibi doğmamış bebelerin de yükünü alırsın vicdanına.
Ey insanoğlu!
Kendine ‘saygı duy’ ki vicdanında sevgi tohumun yeşersin.
Hayyam’dan...
“Akılla bir konuşmam oIdu dün gece, sana soracaklarım var dedim?
Sen ki her bilginin temeIisin, bana yol göstermelisin.
Yaşamaktan bezdim, ne yapsam.?
Birkaç yıl daha katlan dedi.
Nedir dedim bu yaşamak?
Bir düş dedi; birkaç görüntü.
Evi barkı olmak nedir dedim?
Biraz keyfetmek için, yıllar yılı dert çekmek dedi.
Bu zorbalar ne biçim adamlar dedim?
Kurt, köpek, çakal, makal, dedi.
Ne dersin bu adamlara dedim.?
Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.
Benim bu deli gönlüm dedim, ne zaman akıllanacak?
Biraz daha kulağı burkulunca dedi.
Hayyam’ın bu sözlerine ne dersin dedim.?
Dizmiş alt alta sözleri; hoşbeş etmiş derim dedi.”
Bitmeyecek...
Maalesef ki binlerce yıldır savaşlar var şu ‘Ortadoğu’ çukurunda ve çevresinde.
Güçler var. Çıkarlar var ve olacak, bitmeyecek, bitirilmeyecek.
Yaratılan örgütler var. Oynanan türlü türlü oyunlar, senaryolar var.
Katledilenler var. Çoluk, çocuk perişan olanlar.
Şimdi tüm bunları biliyoruz, görüyoruz.
Ve de ülke olarak acısını içimizde, en derinimizde hissederek yaşıyoruz.
Bu bölgeler bir cehennem çukuru. Bu bölgelerde yaşayanların Allah yardımcısı olsun.
Ve biz de bu çukura çekilmeye çalışıyoruz. Bu nedenle bitmiyor kaos. Bitmeyecek de. Bitmesine müsaade de edilmeyecek.
Bunca yıldır çözemediğimiz, köklenmiş sorunlar yanında bir de oyunlar ile uğraşmak ülkemin kaderi olmamalı.
Şu anda bir duralım ve düşünelim.
Bu kadere neden sürükleniyoruz?
Nasıl sürükleniyoruz?
Ve ne ile kandırılıyoruz?
Bilin ki geçmiş zamanlarda ‘iyi niyetliler’ vardı.
Sonra çıktı ortaya ‘art niyetliler’.
Ve günümüze baktığımızda, kaosa göz değdirdiğimizde görüyoruz ki yeni bir tür oluşmuş.
Bunlar da ‘niyeti belirsizler’.
Allah bizi niyeti belirsizlerden sakınsın.
Bayram...
Kaldı mı bayram coşkusu içinizde?
Bende hiç kalmadı. ‘Hayırlı bayramlar’ sözü, inanın ki dilimden acıyı yaşayanlar çok olduğundan zorlama ile, acı ile çıkıyor...
Ancak umutsuzluk bizi daha da kaosa götüreceğinden büyüklerin hatırına bir bayram dileğim var.
Lütfen bu bayram tatilinde de aşırı hız kurbanı olup bayram öncesi yaşadığımız acılara ek acılar katmayalım...
Mutlu kalın...
Fıkra;
Bir camide namaz kılınıyormuş. Camiye eli bıçaklı bir adam girmiş ve :
-İçinizde kim müslüman demiş
Hiçkimseden çıt çıkmamış.Daha sonra yaşlı bir adam
-Ben demiş.
Eli bıçaklı adam yaşlı adamı dışarı çıkarmış ve 'Amca bu kurbanı keser misin?’ demiş.
Yaşlı amca bir hayli kurban kestikten sonra yorulmuş. ‘Ben yoruldum. Artık başkası kessin’ demiş.
Adam elindeki kanlı bıçakla camiye tekrar girmiş ve aynı soruyu sormuş
İçinizde kim müslüman?
Herkes imama bakmış.
İmam :
2 rekat namaz kıldık diye müslüman mı oldunuz?
Günün sözü ;
“Hayatta daima gerçekleri savun! Takdir eden olmasa bile, vicdanına hesap vermekten kurtulursun.” Che Guevara
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.