FADİME ALTANHAN/YENİGÜN-Tohumun çimlenme sürecinden başlayarak tarladan toplanmasına kadar geçecek süreçte insan emeğini azaltacak önemli adımlar atılıyor. Tarım 4.0 akıllı uygulamaları dönüşümü başlattı. İnsansız hava araçları, şoförsüz traktörler, elektronik sensörler hata payını en aza indiriyor. Geleneksel tarımı devam ettiren Türk çiftçisi yüksek teknolojiye temkinli yaklaşıyor.
Uygulama alanları artıyor
Tarımda 4.0'la birlikte teknoloji kullanımının arttığını belirten Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Kiraz, "dijitalleşmenin tarımda da kullanılmasıyla birlikte drone ile gübreleme ve ilaçlama her geçen gün artıyor. Tarımda 4.0'la birlikte dijitalleşmede ilerledi. Traktörlerle şoför olmadan sırasını daha iyi ayarlayan, tohumun derinliğini daha iyi ayarlayabilen sensörlü sistemler yer almaya başladı. Verimi, ekimden hasada kadar artıran eylemler olmaya başladı. Uygulanma alanları da gittikçe artıyor" dedi.
"Komşusunda görmeden başlamıyor"
Çiftçi ve üreticinin dijital uygulamalara geçişinde örnek projeleri görmesinin daha etkili olduğunu söyleyen Kiraz, " Çiftçiler genelde bu uygulamaları komşusunda gördükten sonra geçiş yapıyor. Komşusu iyi verim alıyorsa kendiside bu uygulamaları araştırmaya ve kullanmaya başlıyor. Alışılagelmiş bir çiftçilik düzeni olduğundan bu sistemler tarımda reform niteliğinde. Bu nedenle gözüyle görmeden geçiş yapması zor. Ancak uygulamalar arttıkça üretici için daha cazip hale geliyor. Türk çiftçimiz örnek tesisleri gördükçe kendilerini yenilemeye yatkınlar. Bunun örnekleri artırılırsa komşudan görme mantığıyla çiftçilerimiz çok daha hızlı uyum gösterecektir. Bu yugulamaların faydasını gören çiftçi ikinci basamak olarak ekonomik koşullarını düzenliyor. Dijitalleşmenin tarıma enjekte edilmesi iş yükünün biraz daha düşmesi ve verimin artırılması için yapılıyor. Bununla ilgili devletin örnek tesisler kurabileceği gibi çiftçiye destekler vermesi gerekiyor. Şu anda üretüci için ekonomik koşullar daha çok ön planda. Bu nedenle konuyla ilgili olarak destekler verilirse çiftçinin yönelmesi de daha kolay olacaktır" diye konuştu.
"Kalıntı sorununa çözüm olabilir"
Manisa'da tarımda kullanılan teknolojik sistemlerin her geçen gün arttığını söyleyen ve o bölgede çiftçilere destek sağlayan Ziraat Mühendisi Ahmet Kuzu, "Tarımda dijitalleşme ile birlikte drone ile ilaçlama ve gübremele yapılmaya başlandı.Kısa sürede daha geniş alanlarda daha fazla iş yapma olanağı sağlıyor. Ayrıca drone ile yapılan gübreleme ve ilaçlamada kalıntı sorunuda büyük oranda ortadan kalkıyor. Özellikle ihracata giden ürünlerde kalıntı sorunu ürünlerin geri dönemsine neden oluyor. Ancak teknolojik sistemlerle birlikte yeterli ve doğru ilaçlama yapılarak kalıntı sorunununda önüne geçilmiş oluyor" diye konuştu.
"Girdi maliyetleri azalır"
Tarımda dijitalleşmenin üreticinin maliyetlerinde de azalma sağlayacağını söyleyen Kuzu, "Dijitalleşme ile birlikte kısa sürede çok daha büyük alanlarda iş yapma imkanı oluyor. Buda tarımda kullanılan insan iş gücü yükünün azalması demek. Bugün tarımda çalışan birinin günlük yevmiyesi 150 liradan başlıyor. İlaçlama ve çapalama için bir günde bin 500 lira gibi gideri olan bir çiftçi teknolojik sistemlerle aynı işi yarı fiyatına yaptırabilir. Ancak teknolojik sistemlerle birlikte insan iş gücüne olan ihtiyaçta azalacağından kırsal kesimlerde işsiz sayısında da artış olacaktır. Bu noktada bazı sıkıntılar olabilir" açıklamalarında bulundu.
"İnsan unsurunun önüne geçmemeli"
Dijitalleşmenin tarıma çok önemli katkıları olduğunu söyleyen Ziraat Yüksek Mühendisi Ferdan Çiftçi, "Tarım 4.0 dediğimizde dijitalleşmeyi içinde barındırıyor. Daha çok üretim aşamasında olmasının yanında pazarlama alanında da dijitalleşme yoğun olarak kullanılıyor. Bilgisayar sistemlerinin, internetin, mekanizasyonun tarımda kullanılması gerekiyor. Ancak dijitalleşmenin belli aşamalara kadar kullanılması daha doğru. Bu noktada da nereye kadar kimin için dijitalleşme sorusunun aklımızın bir köşesinde olması ve sistemin buna göre kurgulanması gerekiyor. İnsan unsurunu yok sayan, tamamen robotik üretim tarzlarına doğru giden dijitalleşmenin karşısında olmamız lazım. Çünkü insan unsurunu ortadan kaldırdığımızda bu iş gücünü nerede istihdam edeceksiniz? Tarım sadece ekonomik bir sektör değil aynı zamanda sosyal bir sektördür. Bu nedenle tarımda dijitalleşme yapılırken insan unsurunun öncelikli olarak düşünülmesi doğru bir yaklaşım olacaktır. İnsanı yok sayan uygulamalara izin verilirse yoksulluk artacak ve zaten var olan emek sömürüsünün derinleşmesine yol açacak sonuçlara doğru itecektir" dedi.
"Amaç çiftçiyi bilgilendirmek"
Zararlı böceklerle mücadeleyle ilgili uygulamaların uzun yıllardır uygulandığını belirten Çiftçi, "Erken uyarı sistemi dediğimiz ziraii zararlılarla mücadele ve bitki koruma hastalık ve zararlılara karşı ilaçlama dönemini belirlemek için uygun yöntemlerle fenemon tuzaklar kuruluyor. Bu tuzaklarda biriken zararlıların zaman zaman sayımı yapılarak ilaçlama dönemi geldiyse çiftçiye duyurusu yapılıyordu. Bunun şimdi dijital halie İzmir'de bir proje olarak Tarım Bakanlığı tarafından hayata geçirildi. Bu çok doğru ve değerli çalışma. Burada yapılmak istenen proje eski erken uyarı sistemlerin dijital hale getirilmesi yani tarım üretim alanlarında asılan fenemon tuzakların kameralı sistemle bilgisayar üzerinden dijital olarak takip edilmesi. Buradan alınan verilerle çiftçi ve üreticiye ilaçlama zamanının geldiği ve gerekli önlemleri alması için bilgi vermek. Eskiden köylerde çiftçilere ilaçlama zamanının geldiği anonslarla bildiriliyordu. Sonradan çiftçilere mesaj atılmaya başlandı. Zararlılarla mücadelenin yanında hasatla, ekim yöntemleriyle ilgili de dijital belli uygulamalar var" şeklinde konuştu.
"Türkiye'ye yayılmalı"
İzmir'de başlayan projenin tek bir bölgeye sıkışmaması gerektiğini vurgulayan Çiftçi, "Bu projede ortaya çıkan sonuçlar iyi değerlendirilmeli. Meslektaşlarımızın yapacağı değerlendirmelerle İzmir'den Türkiye'ye yayılacak bir sistem olmalı ve yayılmalı. Aynı zamanda bu dijitalleşme hem çiftçi hem de tüketici içinde faydalı olacaktır. Bugün çiftçinin girdi maliyetlerine baktığımızda fazladan kimyasal kullanımın önüne geçerek hem onları ekonomik olarak rahatlatacaktır. Bir diğer yanıyla tüketiciye daha sağlıklı ürünlere ulaşma imkanı sağlayacaktır" açıklamalarında bulundu.
"Çiftçinin önemli bir sıkıntısı"
Tarımda dijitalleşmenin Tarım 4.0 olarak nitelendirildiğini söyleyen TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı, "Tarımda kullanılan dronelar, yeni sistem uygulanan hasat makineleri dijitalleşmenin bir parçası. Tarlaya yerleştirilen sensörlerle toprağın nemi ölçülerek sulama zamanının gelip gelmediği hesaplanıyor. Bunun yanında Tarım Bakanlığı'nın desteklediği erken uyarı sistemleri de İzmir'de uygulanmaya başladı. Çiftçinin en büyük sıkıntılarından biri de zaten hastalıkların arttığı ilaçlama zamanını belirlemek. Çiftçi eğer ilacı erken yada geç atarsa ürünü koruyamıyor. Bu nedenle erken uyarı sistemlerinin uygulanması önemli" ifadelerini kullandı.
"Bireysellik değil ortak hareket"
Bakanlığın yürüttüğü çalışmanın bölgesel kalmaması ve ülke geneline yayılması gerektiğini belirten Çakıcı, "İklime ve bölgeye göre düzenlemeler yapılarak yaygınlaşması lazım. Kaliteli meyve ve verim almak için iyi bir uygulama. Tabiki bu uygulamanın bir maliyeti var. Ancak getirisine baktığımızda çiftçi karşılığını alacaktır. Tarım Bakanlığı uyarılarda bulunuyor, ziraat mühendisleri tarlalarda gezerek zararlı popülasyonunu araştırıyor. Ancak bu uygulama ile bilgisayar başından takip yapılacak. Çiftçi eskiden kahvede oturur bir başkasının ilaç atmaya gittiğini gördüğünde o da hemen ilaç atmaya giderdi. Bu uygulama ile herkes zamanın geldiğini bilecek. Ancak bu çalışma bireysel olarak yapılacak birşey değil, devlet desteğiyle yapılmalı. Örneğin Alaşehir Bölgesi üzüm bağlarıyla dolu. Sen bireysel olarak ilaç atsan bile eğer çevrendeki bağlar ilaçlama yapmazsa verim alamazsın. Bu nedenle bu konuda herkesin bilinçlenmesi ve ortak hareket etmesi gerekiyor" dedi.
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.