Sanatçı vekillerimiz
Cumhuriyete geçişten itibaren 1950 yılına kadar, aralarında Falih Rıfkı Atay, Bülent Ecevit, Mehmet Akif Ersoy,Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ahmet Hamdi Tanpınar, Hasan Ali Yücel, Mehmet Emin Yurdakul, Orhan Seyfi Orhon, Faruk Nafiz Çamlıbel ve Yahya Kemal Beyatlı gibi ünlü isimlerin de yer aldığı birçok edebiyatçı (TBMM)Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekili olarak görev almış.
Bu yazımda Sanat ve Sanatçının Korunmasını öngören anayasa maddesinin ilk kez yer aldığı 1982 Anayasasından sonra TBMM’de görev alan sanatçı kökenli vekillerimize yer vereceğim.
Bu arada 1982 Anayasasından önceki dönemlerde seçilen vekillerimizin hemen tamamına yakını edebiyatçı iken,1983 seçimlerinden itibaren, ağırlıklı olarak müzik alanında uğraş veren popüler sanatçıların TBMM’ne seçildiğini vurgulamak istiyorum.
Arif Sağ (SHP-18.Dönem), Faruk Demir (DSP-21.Dönem), Zülfü Livaneli (CHP -22.Dönem),
Osman Yağmurdereli (AK Parti- 23.Dönem), Tolga Çandar (CHP-24.Dönem), Sabahat Akkiraz (CHP- 24.Dönem), Uğur Işılak (AK Parti-25.Dönem) ve Hilmi Yarayıcı (CHP- 25 ve 26.Dönem) müzik alanından seçilen vekillerimiz olmuşlar.
Buna karşın sinema sanat dalından Ediz Hun (ANAP- 21.Dönem), Berhan Şimşek (CHP-22.Dönem) ve Sırrı Süreyya Önder (HDP-24.25 ve 26.Dönem) TBMM’ne girmişler.
Listeden de görüldüğü gibi, çoğunlukla medyada görünen popüler sanatçılar önerilmiş ve seçilmiş. Uğur IŞILAK yaklaşık 5 ay olmak üzere en kısa süre görev yapan sanatçı vekil iken, halen
3 dönemdir bu görevi sürdüren Sırrı Süreyya ÖNDER en uzun süre görev yapan milletvekili olmuş.
Hilmi Yarayıcı ve Sırrı Süreyya Önder’in halen milletvekilliği statüleri devam etmekte. Vekil sanatçılarımızın beşi (CHP) Cumhuriyet Halk Partisinden,iki sanatçımız (AK Parti) Adalet ve Kalkınma Partisi'nden, birer sanatçımız da (ANAP) Ana Vatan Partisi, (SHP) Sosyal Demokrat Halkçı Parti, (DSP) Demokratik Sol Parti ve (HDP) Halkın Demokrasi Partisi'nden milletvekili olarak Meclis'e girmiş ve benim tespitime göre 1983 yılından itibaren 10 kez yapılan genel seçimlerde toplam 11 sanatçımız milletvekili olabilmiş. Bu arada gözümden kaçan atladığım vekillerimiz varsa kendilerinden peşinen özür dilediğimi belirtmek isterim.
Geçmişte yaşadıkları zorlukları unuttuklarından mı yoksa hatırlamak istemediklerinden midir nedir,
sanatçı vekillerimizin temsil ettikleri sanat alanlarındaki sorunların çözümü konusunda hemen hemen hiçbir çalışma yapmamışlar.Hatta sanat ve sanatçının sorunları ve sanatçılara sahip çıkılması konularında TBMM’de konuşma yaptıkları dahi görülmemiş.Bilemiyorum ama, belki de milletvekili olmanın sağladığı olanaklar sanatçı vekillerimize geçmişte yaşadıkları sorunları unutturmuş. Bence en üzücü olanı,mevcut sanatçı vekillerimizin, 2014 yılında sanatçı olmayan milletvekilleri tarafından önerilen ve sanatçı borçlanma hakkı verilmesini öngören yasa teklifinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmesine dahi katılmamalarıdır.Zaten teklifin anılan komisyonda görüşülmesi sırasında SGK ve hükümet temsilcilerinin aleyhte görüş bildirmeleri üzerine teklif reddedilmiş ve yasalaşması mümkün olmamış.
Bu arada kendilerine haksızlık yapmamak için bir hatırlatma yapmak istiyorum.CHP milletvekilleri Berhan ŞİMŞEK ve Sabahat AKKİRAZ görev yaptıkları dönemde sanatçılara borçlanma hakkı verilmesi konusunda yasa önerisinde bulunmuşlarsa da bu öneriler kabul görmemiş.
Özetle,seçilen sanatçı kökenli vekil sayısının yeterli olduğunu düşünmediğimi ve ayrıca seçilenlerin de sanat ve sanatçıyı temsil açısından etkin bir çalışma yapamadıklarını vurgulamak istiyorum.
Diğer yandan ,ülkemizi yönetenler de sanat ve sanatçıya sahip çıkacaklarını ve her türlü desteği sağlayacaklarını sık sık kamu oyu önünde açıklamışlarsa da bu doğrultuda gözle görülür hiçbir çalışma yapılmamış.
Yine muhalefet partilerimizin temsilcileri de sanat ve sanatçıya sahip çıkılması konusunda
zaman zaman umut verici açıklamalarına rastlanılmışsa da onların da bu konuda herhangi bir öneride bulundukları görülmemiş.
Örneğin sanatçıların yıllardır yakınma ve sızlanmalarına neden olan ve umutla beklenen birer maddelik telif hakkı ve hizmet borçlanması düzenlemeleri bile yapılmamış.
Özetle,politikacılarımızca yapılan vaatler Anadolu deyişiyle “kuru kuruya gadanı alayım” boyutundan öte gitmemiş.
Sanat ve sanatçıya sahip çıkmak böyle oluyorsa,ya sahip çıkılmasaydı ne olurdu merak ediyorum doğrusu…
Dileğim bundan böyle sadece popüler olanların değil, tabana dayalı ve hizmet üretebilecek daha fazla sayıda sanatçımızın TBMM’ne seçilmesidir.
SİYASAL POTPORİ
Sömürü; Az gelişmiş ülkeler kendi ordularının işgali altındadır denir.Ben buna bir eklenti yapmak istiyorum.Az gelişmiş ülkeler kendi parlamentolarının sömürüsü altındadır…
Yalan ve Haram; Ülkemizde çok laf yalansız,çok para haramsız olmaz denir.Bu söz bana bir ülkenin politikacılarını ve holdinglerini çağrıştırıyor ama bir türlü çıkaramadım !Belki siz çıkarabilirsiniz.
Politikacı İlkeleri; Az gelişmiş ülke politikacılarının 3 temel ilkesi vardır.Önce ben,sonra ailem ,sonra partim.Aslında partim sıralamaya giremez ama ,çıkara giden yol partiden geçtiği için, partim ilkesi zorunluluktan listeye eklenir.
Partililer; Ülkemizde siyasiler arasında genel kabul gören anlayışa göre iktidar partilerinde partililer üçe ayrılır.
Gerçek Partililer; İnandıkları partiye çıkar beklemeksizin oy verirler ve sayıları azınlıkta kalır.
Partili Geçinenler; Partiyle olan ilişkiler çıkara dayalıdır ve her fırsatta ben partiliyim diyerek çıkar elde etmeye çalışırlar.
Partiden Geçinenler; En zararlı ve tehlikeli partili tipidir.Bütün yaşamları partiye bağlı olup tüm çıkarlarını parti kanalıyla elde ederler.
Zalimin Zulmü; Ülkemizin emperyalist güçler karşısındaki durumu bana “…zalimin zulmü varsa sevenin Allah’ı var…” dizesini hatırlatıyor.
YORUMLAR