SELCAN ŞERİFAKİ/YENİGÜN- Türkiye'de ardı arkası kesilmeyen zamlar, en çok asgari ücretle geçinen aileleri etkiledi. Asgari ücret enflasyon karşısında gün geçtikçe eridi. Eridikçe vatandaşlar, isyan etti. Hükümet kanadından açıklama yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, "Temmuz’da memur ve emeklilere maaş artışı olacak. Bu bağlamda asgari ücretli kardeşlerimizin durumu da ele alınacak" diyerek tarih verdi.
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) martta aylık bazda yüzde 5,46, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) yüzde 9,19 artış gösterdi. Tüketici fiyatları bazında martta en fazla fiyat artışı yüzde 32,67 ile motorinde, ardından yüzde 20,01 ile şehirler arası otobüs ücreti, yüzde 17,51 ile kıvırcık, yüzde 17,1 ile beyaz lahana, yüzde 16,36 ile portakal, yüzde 15,54 ile mantar, yüzde 14,95 ile kuzu eti ve yüzde 14,88 ile tavuk eti yer aldı.
ASGARİ ÜCRET ASLINDA 3 BİN TL
Türkiye'deki hayat pahalılığının asgari ücretin vatandaşın eline geçmeden eridiğini ifade eden Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Temsilcisi Memiş Sarı, "Asgari ücrete yüzde 50'nin üzerinde zam yaptık diyerek alım gücünü görmeden böyle bir açıklama yaparak asgari ücreti 4.253 TL'ye çıkarmak aslında başlı başına hataydı. Çünkü bizde o günlerde Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) olarak 5.200 TL net olsun demiştik. Çünkü önümüzü ve ileriyi görebiliyorduk. Fakat hükümet sadece şaşa ve pohpohlama üzerinden toz pembe bir hayatı yaşıyormuş gibi Türkiye'deki emekçi halk, sadece yüzde 50 zamla asgari ücret eline geçmeden eriyip gittiklerini kendileri gördü. Biliyorsunuz kasım ayında verildi asgari ücret. İnsanların daha eline geçmeden 45 gün önce belirledikleri asgari ücret aslında 3 bin TL civarına düştü. Yani alım gücü anlamında 3 bin liraya düştü" dedi.
"ZAM 3 AYDA BİR OLMALI"
Asgari ücrete üç ayda bir zam yapılması gerektiğinin altını çizen Sarı "Her 3 ayda bir ya da en azından yılda 2 defa Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanıp zam yapmalı. Komisyon, Türk - İş, hükümet ve işverenin olduğu bir toplantı değil. Emek platformlarının, DİSK'inden KESK'ine tüm çalışanların temsil ettiği kurumların ve sanayi odalarının da bulunduğu bir toplantıyla belirleyelim. Biz çağrımızı yapalı 3 ay oldu. Asgari ücret tartışmaları yeniden gündeme geldi. Çalışanların yüzde 50 ve 55'nin asgari ücretle çalıştığı bir toplum haline geldik. Geçinemeyen ve elindeki kazancını tamamen ev kirası, doğal gaz, elektrik, su gibi temel ihtiyaçlara bile ayıramadan eriyen yok olan bir asgari ücret ile karşı karşıyayız. Ekonomik olarak asgari ücret erimeden insanca yaşanacak bir limite çekilmesi gerektiğini savunuyoruz. Çünkü asgari ücret ve Türkiye'deki tüm ücretler artık ortalama bir ücret haline geldi. Çarkların dönmesi için insanların temel gıda olmak üzere ulaşma konusunda hayatlarını devam ettirmeleri gerekiyor. Yoksa yarın fabrikalarda çalışacak kişi bulamayacaklar. 19 Kasım 2021'de açıkladık 5.200 TL'yi. O zaman TÜİK'in belirlediği yoksulluk sınırı 10 bin 400 TL idi. En azından yarısı olursa dedik ve bir ailede iki asgari ücretli çalışırsa, yoksulluk sınırına ulaşan bir rakam gelir dedik" diye konuştu.
YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA
"Bir ülkede enflasyon tavan yapıyorsa, hemen o ay o toplantıda TÜFE ve ÜFE ölçülerinde zam yapılabilir. Türkiye'de fakat halkı yoksullaştırmak için otomatiğe bağlanan zamlar var. Ama hiçbir kapitalist sistemde işçilerin hakkını kazanması ölçüsünde maaşlara zamların otomatiğe bağlanması söz konusu değildir" diyen Memiş Sarı, "Bir ülkedeki ekonomik tablo neyi gösteriyorsa, bu işçilerin insanca yaşanabileceği saptanarak, asgari ücretin belirlenmesinde ülkedeki milli gelirden pay almasında fayda var. Ülkenin milli gelirin büyümesinden asgari ücretten pay vermediğiniz sürece asgari ücretli yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edilir" şeklinde konuştu.
SERTER: İKTİDAR ACI TECRÜBE İLE ÖĞRENDİ
CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, kısa sürede asgari ücret zammının eridiğini ifade ederek; "Şubat ayında açlık sınırı 4 bin 330 lira olarak açıklandı. Dolayısıyla asgari ücret iki ay gibi çok kısa bir sürede açlık sınırının da altına geldi. Asgari ücrete bu yılın başında mecburi olarak yüzde 50 zam yapıldı. Ancak o dönem gerek uzmanların gerekse siyasetçilerin uyarısı bu zammın da yeterli olmayacağı, asgari ücretin çok kısa bir sürede eriyip gideceği yönündeydi. Hükümet her zamanki gibi bu uyarılara kulak tıkasa da asgari ücrete yapılan zammı büyük bir başarı gibi lanse etse de bunun böyle olmadığını hepimiz anladık. Bu acı gerçeği ne yazık ki asgari ücretli kardeşimiz herkesten daha iyi anladı. Maaşına zam gelmesine rağmen asgari ücretin 2 bin 250 lira olduğu döneme göre daha fakir olduğunu, alım gücünün düştüğünü acı bir tecrübeyle öğrendi. Oysa asgari ücret zammı belirlenmeden önce asgari ücret artışının yanında vatandaşın alım gücünü yükseltecek adımlar atılması gerektiğini ısrarla vurgulamıştık. İktidar bizleri dinlemedi ama söylediklerimizi acı bir tecrübeyle öğrendi" dedi.
İŞTEN ÇIKARMALAR OLMASIN
Sertel konuşmasını şu sözlerle noktaladı: "Asgari ücrete yılın ikinci yarısında Temmuz ayında bir zam daha yapılması şart. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve partimizin yaklaşımı da bu yönde. Yılın ilk üç ayında asgari ücret zammı tamamen eriyen vatandaşlarımız yılın ikinci altı ayına kadar dahi zor dayanacaklardır. Asgari ücret belirlenmesinde işçi ayağı olduğu kadar işveren ayağı olduğunu biliyoruz. Bu nedenle ani veya aylık artışlar işvereni zora sokacaktır ve belki de bu durum işten çıkarmalara neden olacaktır. Sonuç itibarıyla asgari ücrete yılın ikinci yarısında mutlaka zam yapılmalıdır. Üstelik yapılacak bu zamda da artık güvenirliğini yitiren TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları değil bağımsız kuruluşların açıkladığı enflasyon artışları dikkate alınmalıdır."
BAKAN: ARA ZAM ÇÖZÜM DEĞİL
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, "Ekonominin kontrolden çıkması sonucu, döviz kurları, enflasyon ve fiyatlar kontrolden çıkmış ve ülkemizdeki asgari ücret de kitlesel bir sorun haline gelmiştir. Asgari ücret, hayatta kalmak için verilen en düşük ücrettir, tanımından kaynaklanan doğası gereği, toplumun çok az bir kısmının bu ücretle çalışması gerekir. Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, açık ara en fazla asgari ücretle çalışan oranı Türkiye'de bulunuyor. Ülkemizin % 40’ı asgari ücretle yaşam mücadelesi veriyor. Vatandaşların satın alma gücünün ciddi biçimde azaldığı ülkemizde, ekonomist ve akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) ise yıllık enflasyonu yüzde 142,6 olarak hesapladığını dikkate aldığımızda, asgari ücrete yapılan % 50 zam oranının kalıcı bir çözüm getirmediği de ortada. Zam furyası bitmediği sürece ara zam formülünün de çözüm olmayacağı bir gerçek. Gelinen noktada vatandaş barınma, ısınma, beslenme ulaşım gibi en temel ihtiyaçlar dahi karşılayamaz noktaya gelmiş olarak buluyor" dedi.
VATANDAŞ PAZARA GİDEMİYOR
Bakan, ülkede gelinen noktayı şu sözlerle değerlendirdi: "Tarımsal üretim, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkla ilgilenen çiftçilerin girdi olarak kullandığı, akaryakıt, gübre, zirai ilaç, tohum, yem ve elektrik fiyatlarına gelen fahiş zamlar nedeniyle üretim sürdürülemez hale geldi. İthalata dayalı tarım politikası ve üreticiyi desteklemeyen hükümet politikaları nedeniyle gıda krizi tehlikesi de bizleri bekliyor. Yıllar önce Türkiye kendi kendine yeten tarım ülkesi olarak tanımlanıyordu. Ancak günümüzde bu durum iktidarın yanlış tarım politikaları nedeniyle değişti. Çiftçi ve üreticisini desteklemeyen, tarım arazilerini talan eden, inşaat lobisine peşkeş çeken ve “paramız var ki ithal ediyoruz” diye sürdürülen anlayışın sonunda yurttaş pazara gidemez, sebze meyve alamaz hale getirildi."
VAROLUŞ MÜCADELESİ VERİYORLAR
Bakan, "Gelinen noktada; “ekonomist” olduğunu iddia eden Tayyip Erdoğan’ın bir garip inat uğruna sürdürdüğü 'Faiz sebep, enflasyon sonuç' tezinin sorunlarıyla boğuşuyoruz. Bu anlayış ülkemizi uçurumdan aşağı yuvarlıyor, bu anlayış ve bu iktidar değişmeden bu sorunlar çözülemez. Gelir eşitsizliğinin artması farklı gelir grubuna mensup yurttaşlar arasındaki sosyal ve ekonomik uçurumu her geçen gün daha fazla artırıyor. Bazı kesimlerin yaşam standardı ciddi şekilde yükseltilirken, bazı kesimlerin de günden güne düşürülüyor. Mutlu bir azınlık refah içinde, yurttaşların çoğunluğu ise yarınından emin olmadan yaşamaya devam ediyor. Vatandaşlarımız varoluş mücadelesi verirken çaresizlikten eline “iş, aş” yazıp intihar ediyor. TÜİK ise yasada belirtilen güvenirlilik, tutarlılık, tarafsızlık ilkelerini ihlal ederek, yanlı istatistik üretme ve takdim tarzıyla yaşanan çarpıklığı kamufle etmeye çalışıyor. TÜİK'in iktidar kontrolünde açıkladığı ve gerçeklikle bağı olmayan rakamlar dahi enflasyonun 20 yılın en yüksek seviyesinden olduğunu gösteriyor. Buna rağmen, TÜİK'in işsizlik oranıyla gerçek işsizlik oranı, TÜİK'in enflasyonu ile gerçek enflasyon arasında uçurum bulunuyor" şeklinde konuştu.
İzmir Milletvekili Murat Bakan, konuşmasını "Yurttaşın yaşadığı darboğazla ‘kuru ekmek yiyorsa aç değil demektir’ diye dalga geçenlerin, talan, yağma ve sömürüye dayalı ‘kendi düzenini’ kuranların bu krizi yönetmesi de ülkeyi bu krizden çıkarması mümkün değil" diyerek noktaladı.
HÜKÜMET: MÜDAHALE EDERİZ
Asgari ücret konusundan tartışmalar sürerken hükümet kanadından da sık sık bu konuda açıklamalarda geliyor. Son olarak AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, İzmir Milletvekili Hamza Dağ, asgari ücrete olası zamla ilgili "Gelen verilerin enflasyonun altında kaldığını görürsek, gerekirse müdahale yapmaktan çekinmeyiz" dedi.
Konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vatandaşıma onu aldatacak, yani yapmayacağımız veya yapamayacağımız bir şeyi söylemeyi doğru bulmam. Asgari ücreti tespit için bir komisyon var. Her sene toplanıyor. Dolayısıyla da bunun vakti aralıktır. Vakti geldiğinde de asgari ücretle sorumlu olan sendikalar ve Çalışma Bakanlığı otururlar konuşurlar, adımı atarız. Durum bu. Fevkalade bir durum olup olmadığı noktası orada yine tartışılır. Yani eğer asgari ücret vatandaşımı hakikaten enflasyona ezdiriyorsa, o görüşmelerde belirleme de ona göre yapılır. Olağanüstü bir gelişme olduğu zaman biz bunlara da kapalı değiliz. Başta bakanım olmak üzere sendikacılarla zaten sürekli irtibat halindeler, görüşüyorlar. Böyle bir şey var mı yok mu onu biz de görüyoruz zaten. Biliyorsunuz daha yeni asgari ücrette görülmemiş bir zam yapmak suretiyle asgari ücreti farklı bir noktaya çektik. Bir diğer adımda da yine emeklilerle ilgili artışları yaptık. Bundan sonra da vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz" açıklamasında bulundu.
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gazete Yenigün Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Yenigün hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Yenigün editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Yenigün değil haberi geçen ajanstır.